26 Ocak 2012 Perşembe

İlk yazı

İlk yazı için başka birşey düşünüyordum aslında. Kafamda yazılar dönüp duruyor ama bir türlü oturup yazamadım. Şu anda İpek kucağımda uyuyor ve ben bu yazıyı tek elle yazıyorum. Daha fazla ertelemek istemedim. Erteleme sanatına bir eser daha vermiyim.

Bugün İstanbul'da çok güzel bir hava vardı. İpek'le Caddebostan sahiline yürüyüşe gittik. Güneş, deniz, martılar çok güzeldi. İpek her zamanki gibi herşeyi dikkatle inceledi. Temiz havada uyudu.

Çocuk parkına geldiğimizde "hadi bakalım İpoşum, ilk salıncak tecrübemizi yaşayalım" dedim. Hava güzel olduğu için neredeyse mevsim baharmış gibi cıvıl cıvıl çocuklar var parkta. Salıncak İpek'e büyük geldi ama hoşuna gitti. Acemi anneyim tabii ki ben, daha önce İpek'i parka götürüyordum ama daha bir bebekti, seyrediyorduk, dokunuyorduk, aralarında dolaşıyorduk filan. İlk defa gerçek anlamda salıncağa oturtmam sekiz aylıkken yani bugün kısmet oldu. Dolayısıyla hemen fotoğraf çekmeye başladım. Acemiliğimi anlayan 1,5 yaşındaki tatlı bir kız geldi ve benim İpek'i sallamayı akıl edemeyeceğimi anlayıp sallamaya başladı :) "Haklısın" dedim içimden önce sallayıp keyfine varmasını sağlasaydım. Oysa ben her zamanki gibi fotoğraf çekip babasına gönderme telaşındayım.

Sonrasında alışveriş yapmak için markete girdik. İpek acıkmıştı, hemen emziremeyeceğim için eline kuru kayısı verdim. Ben hızlıca alışverişi tamamlamaya çalışırken İpek kayısıyı lüpletti ve susadı. Suyumuz arabada kalmıştı, ben de su reyonundan küçük bir su açtım ve etraftakilerin şaşkın bakışları arasında şişeden su içirdim. Sanırım 8 aylık bir bebeğin şişeden su içmesine alışkın değillerdi. İpek 6 ay sadece anne sütü ile beslendi ve hiç biberon almadı. Evdeki iki biberonun emzik kısımlarını diş kaşımak için, şişelerini matara olarak, kapaklarını da bardak olarak kullanıyoruz. Zira İpek bardaktan su içmeye alıştı. Hatta bardağı eliyle tutarak kendisi su içebiliyor. Elbette içtikten sonra o bardak oyun aracı haline geliyor ve sular dökülebiliyor veya bardak uçabiliyor. Ben de evdeki cam bardaklarımızın kazaya kurban gitmemeleri için biberon kapaklarını bardak yaptım şimdilik. (Avent biberonlarda BPA içermediği belirtildiği için daha uygun olur diye düşündüm)
Suyunu içtikten sonra yine birşeyler yemek istedi ben de fırın reyonundan kepekli galeta verdim eline, bayağı oyaladı.

Katı gıdaya başlamamızdan kısa bir süre sonra Baby Led Weaning ile tanışmamış olsaydım durumumuz farklı olabilirdi. Sebze çorbası, meyve püresi ve yoğurt yerine yiyecekleri parmak büyüklüğünde keserek İpek'in eline vermeyi tercih ettim. Halen dişi çıkmamış olmasına rağmen birçok yiyeceği eliyle tutup çiğneyerek yiyebiliyor. Baby Led Weaning ile ilgili tecrübelerimizi biraz daha detaylı ayrı bir yazıda paylaşmak istiyorum çünkü eğer bu yazılar birilerine ulaşabilecek ise ve bu yaklaşıma yakın olabilecek bir anneye ilham olabilecekse çok sevinirim. Tıpkı bir arkadaşımın bana ilham verdiği gibi.

Daha kısa yazmayı planlıyordum. İlk yazı... ilk heyecan...

4 yorum:

  1. ha.. markette su açıp İpek'e içirmen gözümde canlandı ve güldürdü beni. Pratik düşünmeye itiyor insanı bebekler. Bilmiyorum ben de akıl edebilir miydim galetayı? Yanıma muz alıyorum genelde. Ben de her gün blog yazma niyetindeyim bakalım, yoksa ayda bire düşüyor yazılarım.. Çok güzel yazın, acemi anne. Yıllar sonra dönüp okursunuz İpek'le birlikte. Onu ilk kez salıncağa bindirip de sallamayı unuttuğunu..

    YanıtlaSil
  2. Şebo'cum,
    Blogun hayırlı ve de uğurlu olsun.
    Güzel yazılarında hepimize güzel haberler veresin:)
    Ayrıca ilk yazın olmasına rağmen tek bir harf/imla hatası ve tek bir anlam düşüklüğü olmaması harika birşey.
    Süperman gücünde bir anne oldun sen; İpek sendeki tüm marifetli bir bir ortaya çıkartıyor, bakalım daha neler göreceğiz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler Neslicim, bir blog gurusundan bunları duymak ne güzel :))

      Sil