19 Mayıs 2012 Cumartesi

Doğumgünü ve Dişbuğdayı

İpek'in doğumgünü için şöyle mi yapsam böyle mi yapsam düşünceleri çok önceden başladı kafamda. Ancak 1 hafta öncesinde deli gibi boğazım ağrıyıp, her tarafım dökülüyorken, su içmeye ve konuşmaya bile halim yokken eşime ve ablama ben doğumgünü yapmak istemiyorum, İpek'i alıp  yakın bir yere otele gidiyim hatta uzak bir yere de gidebilirim gibisinden kaçış planları yapmak istediğimi söyledim. Hem nasıl olsa İpek ilk doğumgününü hatırlamayacak, kocaman bir pasta olmasa da olur... "Olmaz" dediler, "hatırlamayacak ama fotoğraflar kalacak, İpek'in de ilk doğumgünü partisi olsun."  Boğazım düzeldikçe doğumgünü yapma fikrine tekrar ısınmaya başladım. Aslında benim asıl istediğim dişbuğdayı yapmaktı. Bu tarzda geleneksel ritüelleri sevdiğim için doğumgününden ziyade dişbuğdayı hadisesi daha çok ilgimi çekiyordu ve ben aylar öncesinden dişbuğdayı nasıl yapılır, neler yapılır, ben ne yapsam diye araştırmalara başlamıştım. Ancak İpek dişini 10.ayda çıkardı ve o sıralarda başka organizasyonlar olduğu için ve ablamın zamanı olmadığı için dişbuğdayını önceden yapamadık. Zira ben kendi başıma bir organizasyonun altından kalkacak durumda değilim bu nedenle börek-çörek yapımı konusunda ablam-yengem-eşim üçlemesinden yardım alıyorum ve kalabalık bir misafir grubu ağırlayacaksam onların müsait olması gerekiyor. Neticede doğumgünü ve dişbuğdayını birarada yapmaya karar verdim. Dişbuğdayı bolluk-bereket ile ilişkilendirildiği için nar şeklinde kurabiyeler yaparım, evi narlı objeler ve başaklarla süslerim planları 2 hafta hasta dolaşınca suya düştü. Çünkü bu istediklerimi yapabilmek için mağaza ve çarşı dolaşmayı planlıyordum ama yapamadım. İnternetten bir yaş süsleri ve pastalarını sevdiğim bir pastaneden pasta ısmarladım. Evi eşim süsledi, benim çok hoşuma gitti ki doğumgününün üzerinden neredeyse 10 gün geçmesine rağmen halen süsler duruyor. Nar-başak ikilisini kullanamayınca bari 1 yaşına odaklanıyım dedim ve masa örtüsünden, peçetesine, süslere kadar herşey 1.yaş temalı oldu. 



Ben aslında İpek'in doğumgününü haftasonu yaparım diye düşünüyordum ancak babası özellikle gününde olmasını istediği için öyle yaptık. Bizim aile, birkaç akraba ve Selcen geldi. İpek'e doğumgünü için fırfırlı bir etek almıştım, kendime de benzer bir etek alarak kızımla bir örnek giyindim. 

Ablam-yengem-eşim üçlemesinin yaptığı börekler-çörek ve salataları afiyetle yedikten sonra dişbuğdayını ikram ettik. Kurukayısı, üzüm, fındık, badem, esmer şeker, tarçın ve çikolata drajeleri ile yaptığımız dişbuğdayı çok beğenildi. 



Sıra pasta faslına gelince İpek biraz yorulmuş ve uykusu gelmişti. Ben de biraz canlansın diye müzik açtım. Pastanın başında babası İpek'i tutarken herkes etrafında durup alkışlayarak tempo tutunca İpek önce bir afalladı sonra hemen havaya girdi. Alkış yaptı, dans etmeye başladı. Keyfi yerine geldi. 1 şeklindeki mumuzu üfledikten sonra harika lezzetteki pastamızı da yedik. 



Bu arada çiftlik evi şeklindeki pasta çok güzeldi. Ben İpek'in doğduğu günlerde bu pastaneye gittiğimde benzer bir pasta görmüş ve çok beğenmiştim. Ben biraz değiştirerek ısmarladım. Hem bizim çiftlikten ilham alarak hem de İpek hayvanları çok sevdiği için çiftlik evi şeklinde olsun istedim. Bu kadar beğeneceğimi düşünmemiştim, çok eğlenceli hem de çok lezzetli bir pasta oldu gerçekten.



Aile arasında, sevdiğim kişilerle sıcak, samimi ve keyifli bir gün oldu. Umarım İpek de keyif almıştır ve ileride fotoğrafları beğenir. Ve yine umarım kızımın hayatındaki diğer doğumgünleri de keyifli ve mutlu geçer. Her fırsatı seyahat etmek için değerlendirmeye çalıştığım ancak son dönemde pek yapamadığım için Yaban'ın Como gölündeki 1.yaş kutlamasında aklım kalmadı desem yalan olur. Bence bir yerlere seyahat edip orada küçük bir mumla kutlasaydık da yine fotoğraflar güzel olurdu. Klasik bir şekilde evde kutlamak çok mu suni olucak diye düşüncelere kapılmıştım ama öyle olmadı, çok keyifliydi ve ben de güzel bir tat ve hatıra bıraktı. 

Bu arada müzik, eğlence derken dişbuğdayı ritüelini yapmayı unuttuk. Hani şu bebeğin ileride hangi mesleği seçeceğini belirleyecek objeyi seçmesi ritüeli. Akşam ailecek otururken aklıma geldi. Neler konduğunu da tam bilmemekle birlikte internette okuduklarımdan aklımda kalanları bir sehpaya koydum. Kalem, kitap (tanrılar okulu), mouse (bu yeni adet sanırım), para (bunu ben istemedim aile fertleri ısrar etti) ve derece (steteskop bulamadığım için derece koydum). Koltukaltından ateşini ölçmeye çalışırken binbir şaklabanlıkla dereceyi tutmasını engellmeye çalıştığım için olabilir diye düşünüyorum, İpek doğrudan dereceyi aldı. İleride tıp'la ilgili bir meslek seçer mi bilemem. Ama rahatça dereceyle oynayabildiği için pek mutluydu.




Sevdiklerimizle birlikte geçirdiğimiz keyifli ve samimi günlerin tadına doyum olmuyor gerçekten, dilerim İpek kızımın böyle günleri çok olur. 

2 yorum:

  1. Sebnem'cim.. Ipek eminim cok guzel vakit gecirmistir ve ilerde de fotograflara bakip cok begenecektir, hele de pastasini,, Yaban seyahatlerden hic hoslanmiyor maalesef en azindan bu yas icin boyle,, belki de ona sorsak evde kalmayi tercih eder hep., :)
    Dis bugdayini yapmayi ben de cok isterdim ama akrabalar olmadan boyle gelenekler yavan kaliyor,, keske harita filan da koysaymissin Ipek'in onune ya da ayakkabi ya da kagittan kayik ya da sirt cantasi.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben neden düşünemedim ki bu söylediklerini koymayı, okuyunca sinir oldum kendime. Umarım geleceğine etki etmemişimdir :))

      Sil